şehvet – dertli sözlük
insana süslü ve sevimli gelen dünyalıkların bütünü için nefsin arzusu.
kurtuluş vesilesi olabilene nefsin bakışıyla yaklaşıp, mahvolmanın diğer adı.

''kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. bunlar dünya hayatının geçimliğidir. oysa asıl varılacak güzel yer ancak allah'ın katındadır.'' (al-i i̇mran, 14)

bunlar esasında dünya hayatının geçim kaynakları. allah'ın katında kavuşulacak şey ise daha güzel. ayet bunu söylüyor.
yukarıda bahsedilenlerle irtibat allah'ın kuralları dahilinde, temiz bir şekilde sağlanırsa adı şehvet olmaz, kişiyi hayra götürür ve dahi niyet sağlam olursa ibadet hükmü kazanır.

hâşr sûresi 9. ayettinin sonunda şöyle buyruluyor: ''ve men yûka şuhha nefsihî fe ulâike humul muflihûn.'' yani nefsinin şehvetinden sakınanlar kurtulmuştur, felaha ermiştir demek.

aksi takdirde, yeryüzündeki her şey ziynettir, süstür, güzeldir. kimse onları haram edemez! ''de ki: ''allah'ın, kulları için yarattığı zineti ve temiz rızkı kim haram kılmış?'' de ki: ''bunlar, dünya hayatında mü’minler içindir. kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. işte bilen bir topluluk için ayetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.'' (araf, 32)