merhum esad coşan'ın kendisi ve hareketi için yaptığı uyarıların çoğu doğru çıktı;
çünkü, birçok insan, hesap sorulmadığı için şımarıyor. “—sen hatâ edersen, seni kılıcımızla düzeltiriz, ey emirel mü’minin!” diyen insanlar kalmadığı için, bazı insanlar şımarıyor, değişiyor.
“—cihad yapıyoruz.” diyorlar, “ben cihad emiriyim!” diyor. muhterem kardeşlerim, şu anda bir harp var mı, türkiye’de?.. var mı?.. yok!.. yani, harp yok, kıtal yok, silahlı bir çatışma yok... i̇rşad var, tebliğ var, ta’lim var, terbiye var, hakkı söylemek var, hakkı ikàme etmek için yapılan çeşitli çalışmalar var... cihad, kâfirlerle olur, kıtal kâfirlerle olur.
mü’minlerin vasfı budur. mü’min mü’mine el kaldırmaz, mü’min mü’mine çelme takmaz. mü’min mü’minin aleyhinde olmaz, mü’mini kötülemez. mü’min mü’mini dışlamaz. o cihad,
kâfire yapılır. yaptın mı?.. afganistan’a gittin mi?.. orda düşmana silah attın mı?.. cihad emiri!?.. nerde cihad emirliği yaptın?.. yapmadın, sadece nutuk attın. “neler yaptık şu vatan için; kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik.” dediği gibi şairin, sadece nutuk söyledin.
millet kusuru kendisinde bilmiyor; “efendim, % 90 müslüman hatalı” diyor. “ötekiler, patates dininden!” diyor; tabiri aynen böyle!.. yani, “partiyi (rp) destekleyenler tamam, desteklemeyenler patates dininden, diyor; desteklemedikleri için alay ediyor. cihadı öğüyor, medhediyor, medhediyor, medhediyor; ondan sonra da, ne diyor: “—en büyük cihad, seçim sandığında parti müşahidi olarak
bulunmaktır!” diyor. peki öyleyse, sen partinin muvaffak olması için, müşahidin bile böyle cihadın en yüksek mertebesinde olduğunu ifade ediyorsun da; niye reye en çok muhtaç olduğun zamanda ve seni en son seçime kadar desteklemiş olan dergâhla savaşa kalktın?
“—hocalarla bir şura kurayım da, başıma hocaları belâ mı alayım?” demiş rıfat boynukalın’a...
böyle şey mi olur?.. şurayı kabul etmiyor ki adam!... “ben emirim!” diyor. “baş başa, baş şeriata bağlı; yani bana bağlı” diyor. kendisine bağlı demek istiyor. “ben de istediğim gibi ictihad ederim!” diyor.
sen ictihad edemezsin!.. çünkü sen, ne ayet bilirsin, ne hadis bilirsin, ne arapça bilirsin, ne de ictihadın şartlarından herhangi bir tanesine sahipsin, ne de ekseriyetle tasvip görmüş ve seçilmiş
bir insansın!.. senin eski yol arkadaşların bile sana kırılmış, senden ayrılmışlar. en son noktaya kadar, sana elinden geldiği kadar yardım etmiş, yaralarını sarmağa çalışmış insanlarız biz. bize bile tavır almışsın. sen nasıl cihad edeceksin?..
daha iyi niyetle, daha büyük müslümanı kucaklayacak bir partiyi kurmak, bugün müslümanların boynunun borcudur!...
çünkü, birçok insan, hesap sorulmadığı için şımarıyor. “—sen hatâ edersen, seni kılıcımızla düzeltiriz, ey emirel mü’minin!” diyen insanlar kalmadığı için, bazı insanlar şımarıyor, değişiyor.
“—cihad yapıyoruz.” diyorlar, “ben cihad emiriyim!” diyor. muhterem kardeşlerim, şu anda bir harp var mı, türkiye’de?.. var mı?.. yok!.. yani, harp yok, kıtal yok, silahlı bir çatışma yok... i̇rşad var, tebliğ var, ta’lim var, terbiye var, hakkı söylemek var, hakkı ikàme etmek için yapılan çeşitli çalışmalar var... cihad, kâfirlerle olur, kıtal kâfirlerle olur.
mü’minlerin vasfı budur. mü’min mü’mine el kaldırmaz, mü’min mü’mine çelme takmaz. mü’min mü’minin aleyhinde olmaz, mü’mini kötülemez. mü’min mü’mini dışlamaz. o cihad,
kâfire yapılır. yaptın mı?.. afganistan’a gittin mi?.. orda düşmana silah attın mı?.. cihad emiri!?.. nerde cihad emirliği yaptın?.. yapmadın, sadece nutuk attın. “neler yaptık şu vatan için; kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik.” dediği gibi şairin, sadece nutuk söyledin.
millet kusuru kendisinde bilmiyor; “efendim, % 90 müslüman hatalı” diyor. “ötekiler, patates dininden!” diyor; tabiri aynen böyle!.. yani, “partiyi (rp) destekleyenler tamam, desteklemeyenler patates dininden, diyor; desteklemedikleri için alay ediyor. cihadı öğüyor, medhediyor, medhediyor, medhediyor; ondan sonra da, ne diyor: “—en büyük cihad, seçim sandığında parti müşahidi olarak
bulunmaktır!” diyor. peki öyleyse, sen partinin muvaffak olması için, müşahidin bile böyle cihadın en yüksek mertebesinde olduğunu ifade ediyorsun da; niye reye en çok muhtaç olduğun zamanda ve seni en son seçime kadar desteklemiş olan dergâhla savaşa kalktın?
“—hocalarla bir şura kurayım da, başıma hocaları belâ mı alayım?” demiş rıfat boynukalın’a...
böyle şey mi olur?.. şurayı kabul etmiyor ki adam!... “ben emirim!” diyor. “baş başa, baş şeriata bağlı; yani bana bağlı” diyor. kendisine bağlı demek istiyor. “ben de istediğim gibi ictihad ederim!” diyor.
sen ictihad edemezsin!.. çünkü sen, ne ayet bilirsin, ne hadis bilirsin, ne arapça bilirsin, ne de ictihadın şartlarından herhangi bir tanesine sahipsin, ne de ekseriyetle tasvip görmüş ve seçilmiş
bir insansın!.. senin eski yol arkadaşların bile sana kırılmış, senden ayrılmışlar. en son noktaya kadar, sana elinden geldiği kadar yardım etmiş, yaralarını sarmağa çalışmış insanlarız biz. bize bile tavır almışsın. sen nasıl cihad edeceksin?..
daha iyi niyetle, daha büyük müslümanı kucaklayacak bir partiyi kurmak, bugün müslümanların boynunun borcudur!...