kendisi hakkında en güzel sözleri herhalde ihsan şenocak yazmıştır; (*)ulu hocalar, “kumandan bu olmalı” dedi. anadolu’nun muazzez evlatları da ardına düşüp, “i̇şte fetih ordusu, işte kumandan” diyerek yürüdü. allah’a inanmanın ve her şeyi yalnız ondan beklemenin ders olarak okutulduğu iman ve umut ocaklarını yeniden o açtı. ulu hocaların söyleyemediğini -onlar adına- o söyledi. yüzyılın en onurlu konuşmalarını o yaptı. dev dalgalara karşı kollarını gerdiğinde yanında birkaç kişi vardı fakat tereddüt etmedi. “allah azze ve celle imanımıza göre imkanlar yaratacaktır” dedi. allah’tan bahsetmenin yasak olduğunu bir yazıyla bütün bir anadolu’ya bildiren başvekâlette, yıllar sonra bir başvekil olarak ilk toplantısına, “allah’ın adıyla” başladı. saman pazarında asılan bütün ulucanlar adına bir ramazan günü ulu hocaları başvekâlette bir iftar sofrasında ağırlayarak devlet namına onlara iade-i itibarda bulundu. bir şubat günü o durunca zaman da durdu. gökler sevindi. çad’da çobanların, gazze’de mücahitlerin, çeçenya’da kafkas kartallarının gözleri doldu. göklerin kapısı açıldı ve yarım asır küfre karşı direnen süvari geride bir kabir, hafızalarda silinmez izler, yüz binlerce talebe ve bir halef bırakarak sonsuza gitti.
vefatının sene-i devriyesinde özlemle yad ettiğim hocam, hocamız...
gelmiş geçmiş en büyük liderlerden biri
yeni başlayanlar ve aşinalıktan kurtulmak isteyenler için erbakan kimdir? belgeseli. yorumlar da ibretlik.özellikle dk 11 de kendi ve partisinin menfaati için çalışıp devlete millete hizmet diye sunanlara verdiği ayar ne kadar güncel...https://youtu.be/lbx1ezt3joe
merhum esad coşan'ın kendisi ve hareketi için yaptığı uyarıların çoğu doğru çıktı;
çünkü, birçok insan, hesap sorulmadığı için şımarıyor. “—sen hatâ edersen, seni kılıcımızla düzeltiriz, ey emirel mü’minin!” diyen insanlar kalmadığı için, bazı insanlar şımarıyor, değişiyor.
“—cihad yapıyoruz.” diyorlar, “ben cihad emiriyim!” diyor. muhterem kardeşlerim, şu anda bir harp var mı, türkiye’de?.. var mı?.. yok!.. yani, harp yok, kıtal yok, silahlı bir çatışma yok... i̇rşad var, tebliğ var, ta’lim var, terbiye var, hakkı söylemek var, hakkı ikàme etmek için yapılan çeşitli çalışmalar var... cihad, kâfirlerle olur, kıtal kâfirlerle olur.
mü’minlerin vasfı budur. mü’min mü’mine el kaldırmaz, mü’min mü’mine çelme takmaz. mü’min mü’minin aleyhinde olmaz, mü’mini kötülemez. mü’min mü’mini dışlamaz. o cihad,
kâfire yapılır. yaptın mı?.. afganistan’a gittin mi?.. orda düşmana silah attın mı?.. cihad emiri!?.. nerde cihad emirliği yaptın?.. yapmadın, sadece nutuk attın. “neler yaptık şu vatan için; kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik.” dediği gibi şairin, sadece nutuk söyledin.
millet kusuru kendisinde bilmiyor; “efendim, % 90 müslüman hatalı” diyor. “ötekiler, patates dininden!” diyor; tabiri aynen böyle!.. yani, “partiyi (rp) destekleyenler tamam, desteklemeyenler patates dininden, diyor; desteklemedikleri için alay ediyor. cihadı öğüyor, medhediyor, medhediyor, medhediyor; ondan sonra da, ne diyor: “—en büyük cihad, seçim sandığında parti müşahidi olarak
bulunmaktır!” diyor. peki öyleyse, sen partinin muvaffak olması için, müşahidin bile böyle cihadın en yüksek mertebesinde olduğunu ifade ediyorsun da; niye reye en çok muhtaç olduğun zamanda ve seni en son seçime kadar desteklemiş olan dergâhla savaşa kalktın?
“—hocalarla bir şura kurayım da, başıma hocaları belâ mı alayım?” demiş rıfat boynukalın’a...
böyle şey mi olur?.. şurayı kabul etmiyor ki adam!... “ben emirim!” diyor. “baş başa, baş şeriata bağlı; yani bana bağlı” diyor. kendisine bağlı demek istiyor. “ben de istediğim gibi ictihad ederim!” diyor.
sen ictihad edemezsin!.. çünkü sen, ne ayet bilirsin, ne hadis bilirsin, ne arapça bilirsin, ne de ictihadın şartlarından herhangi bir tanesine sahipsin, ne de ekseriyetle tasvip görmüş ve seçilmiş
bir insansın!.. senin eski yol arkadaşların bile sana kırılmış, senden ayrılmışlar. en son noktaya kadar, sana elinden geldiği kadar yardım etmiş, yaralarını sarmağa çalışmış insanlarız biz. bize bile tavır almışsın. sen nasıl cihad edeceksin?..
daha iyi niyetle, daha büyük müslümanı kucaklayacak bir partiyi kurmak, bugün müslümanların boynunun borcudur!...
çünkü, birçok insan, hesap sorulmadığı için şımarıyor. “—sen hatâ edersen, seni kılıcımızla düzeltiriz, ey emirel mü’minin!” diyen insanlar kalmadığı için, bazı insanlar şımarıyor, değişiyor.
“—cihad yapıyoruz.” diyorlar, “ben cihad emiriyim!” diyor. muhterem kardeşlerim, şu anda bir harp var mı, türkiye’de?.. var mı?.. yok!.. yani, harp yok, kıtal yok, silahlı bir çatışma yok... i̇rşad var, tebliğ var, ta’lim var, terbiye var, hakkı söylemek var, hakkı ikàme etmek için yapılan çeşitli çalışmalar var... cihad, kâfirlerle olur, kıtal kâfirlerle olur.
mü’minlerin vasfı budur. mü’min mü’mine el kaldırmaz, mü’min mü’mine çelme takmaz. mü’min mü’minin aleyhinde olmaz, mü’mini kötülemez. mü’min mü’mini dışlamaz. o cihad,
kâfire yapılır. yaptın mı?.. afganistan’a gittin mi?.. orda düşmana silah attın mı?.. cihad emiri!?.. nerde cihad emirliği yaptın?.. yapmadın, sadece nutuk attın. “neler yaptık şu vatan için; kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik.” dediği gibi şairin, sadece nutuk söyledin.
millet kusuru kendisinde bilmiyor; “efendim, % 90 müslüman hatalı” diyor. “ötekiler, patates dininden!” diyor; tabiri aynen böyle!.. yani, “partiyi (rp) destekleyenler tamam, desteklemeyenler patates dininden, diyor; desteklemedikleri için alay ediyor. cihadı öğüyor, medhediyor, medhediyor, medhediyor; ondan sonra da, ne diyor: “—en büyük cihad, seçim sandığında parti müşahidi olarak
bulunmaktır!” diyor. peki öyleyse, sen partinin muvaffak olması için, müşahidin bile böyle cihadın en yüksek mertebesinde olduğunu ifade ediyorsun da; niye reye en çok muhtaç olduğun zamanda ve seni en son seçime kadar desteklemiş olan dergâhla savaşa kalktın?
“—hocalarla bir şura kurayım da, başıma hocaları belâ mı alayım?” demiş rıfat boynukalın’a...
böyle şey mi olur?.. şurayı kabul etmiyor ki adam!... “ben emirim!” diyor. “baş başa, baş şeriata bağlı; yani bana bağlı” diyor. kendisine bağlı demek istiyor. “ben de istediğim gibi ictihad ederim!” diyor.
sen ictihad edemezsin!.. çünkü sen, ne ayet bilirsin, ne hadis bilirsin, ne arapça bilirsin, ne de ictihadın şartlarından herhangi bir tanesine sahipsin, ne de ekseriyetle tasvip görmüş ve seçilmiş
bir insansın!.. senin eski yol arkadaşların bile sana kırılmış, senden ayrılmışlar. en son noktaya kadar, sana elinden geldiği kadar yardım etmiş, yaralarını sarmağa çalışmış insanlarız biz. bize bile tavır almışsın. sen nasıl cihad edeceksin?..
daha iyi niyetle, daha büyük müslümanı kucaklayacak bir partiyi kurmak, bugün müslümanların boynunun borcudur!...