iş yerindeki ilk gün – dertli sözlük
garip, enteresan, sıkıcı bir gündür.
misafir miyim çalışan mıyım? sorusunu her an hissedersiniz.
toplu bir çalışma ortamında değil de hususi bir odada çalışıyorsanız, odadan çıkmaya dahi çekinirsiniz.
çay gelecek mi?
çayı kendimiz mi alıyoruz?
sorular sorular..
okuldaki ilk günden hallice olan durumdur. hele hele gelin gittiğin evdeki ilk günle mukayese bile edilemez sanki.
mehmet emin ay'ın bir ezgisinde geçiyordu sanırım:

pencereye koşuyorum bir ara
karşıma gerilen tüller yabancı.

i̇ş yerinde ilk gün, herkes yabancı.
eğer çalıştığınız sektörde uzun zamandır faaliyet gösteriyorsanız daha rahat geçer. ortak tanıdıklardan açılır sohbet, aranır, referans tadında "biz de x kişi ile seni andık, burada işe başladı." misali sohbetler olur. böylelikle iş yerindeki ikinci gün daha rahat ve seviyeli geçer.
yerinizden kalkmaya, etrafa bakmaya çekindiğiniz, iş arkadaşlarının isimlerini ezberlemeye çalıştığınız bir de size pas vermeyen iş arkadaşlarınız için beni tanımıyor ki niye bana gıcık oldu acaba diye kara kara düşündüren gün.
çalışma arkadaşlarınızla tanışıyorsunuz.
bol bol gözlem yapıyorsunuz.
iş yerinize geleni gideni inceliyorsunuz.
düzeni ve sistemi anlamaya çalışıyorsunuz.
size ait bir odanın ve bilgisayarın olduğunu öğrenince seviniyorsunuz.
patronunuzun 'canın sıkıldıysa mario oyna' demesini anlamlandırmaya çalışıyorsunuz.
işe, çalışmaya çok gönlünüz olmaya olmaya başladıysanız ekip biçmeler, tartıp ölçmeler başlıyor.
henüz soruların hepsine tam cevap bulamamışken akşam oluyor.
ve paydos..