nureddin yıldız – dertli sözlük
fetvameclisi.com adlı sitede fetvaları yayınlanıyor.verdiği fetvaları incelediğinizde bazı meselelerde ehli sünnet imamları yerine ibn teymiye'nin fetvalarına itibar ediyor.kendisini sevenler verdiği fetvalara dikkat etmeli.
kendi dar cemaatleri tarafından abartılı itibar gören ve bu gördüğü itibar karşısında tanrı gibi hissetmeye başlayan, nureddin yıldız gibi ilim sahibi olmayan ve yahut sahip olduğu ilimi hakikatiyle anlatamayan hocalar bu ülkede var olduğu sürece, cemaat ayrılıkları ve kavgaları sürecektir. hatta iğneyi değil çuvaldızı kendimize batırmak adına söylüyorum; böyle hocalar cemaatlerinin yalakalıklarından aldıkları hazdan vazgeçip ahlaki ve ilmi meseleleri neden sonuç ilişkisi içinde anlatmazlarsa korkarım toplumdaki anti-dindar ve dindarlar arasındaki uçurum giderek büyüyecek.
öncelikle nureddin yıldız'ın tek bir yanlışta çizilecek(*) bir hoca olduğunu düşünmüyorum. bazı açıklamalarında üslupsal sıkıntısının olduğu düşüncesine ben de sahip isem de buradan yola çıkıp nureddin yıldız'ı vurmaya çalışmak hiç de hoş değil.
görebildiğim kadarıyla iktidar-alim ilişkisi bağlamında duruşu problemli olmayan nadir hocalardan ve en çok dert edindiği hususlardan birisi de aile: kadın ve evlilik değil.
modern zamanlarda bu konunun oldukça sıkıntılı bir hale geldiği de herkesin malumu; bunu görmek için kişinin müslüman olmasına bile gerek yok. nureddin hocanın bu konu üzerine söylediklerini gayet önemli ve islami buluyorum; eğer bunun aksi düşünülüyorsa bunun delillendirilerek sunulması gerektiğini de düşünüyorum. aksi takdirde samimi bir gayret içerisinde bulunan birini insanlar nezdinde kötü göstererek hakkına girmiş oluruz.

tartışma sürecini başlatan açıklamada da "üslup bu mu olmalıydı?" sorusu sorulabilir; ancak açıklamanın islam'a uygun olmaması söz konusu değil görüşündeyim.

dindarlığı "kadın" üzerinden konumlandırmakla ne anlatılmaya çalışılmış hiç anlamadım; ama "çalışan kadının günümüzde bir gerçek" olması hususundan laf çakmaya çalışmak ise modernitenin zihinlerimize çaktığı çivilerin oluşturduğu tahribatın bir ürünü sanırım. peygamber zamanında da, fuhuş, kızların diri diri gömülmesi, içkinin su gibi bir ihtiyaç olduğu vb. birçok "gerçek!" mevcuttu; ama ortaya çıkan mücadele ortada.
tarih boyunca hakkı söyleyenlere karşı verilen cevap da öyle: "bunlar ancak eskilerin masallarıdır!" (*)(*)(*)

hasılı... eğer müslüman, bir kişi hakkında görüş bildirecekse bunu delillendirip yapması yerinde olacaktır;bir olaydan yola çıkıp kişinin yüce bir konuma konulması da alçaltılması da sakıncalıdır kanımca.
sözleri çok çarpıtıldı hocanın. ne demek istediği ise gayet ortada. üslubunu çok beğendiğim kişidir ayrıca kendisi. en son kadının çalışması mevzusu üzerine şunları söylemiş :https://twitter.com/nurettinyildiz/status/540887796756787200?s=09
susmak istediğim ama şu beyanı karşısında susamayacağım hocam. hocanın iyi niyetini, ve sözün özünde ne demek istediğini bilmemden ve bunlara benim de inanmamdan ötürü 1-0 galip başlayacağı bir mevzu.''her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir.'' kadının çalışmasına karşı değilim. buna kimse de karşı olamaz. fakat bu karşı olmama durumu islami hassasiyetlerin gözetildiği ihtilaf ortamı olmayan durumlar için geçerlidir. hoca ''her kadın'' demekle yanlış ifade kullanmıştır. ''gözü doymamış erkek'' gözünü haramla doyurmaya yöneliyorsa bunda kadının 1 erkeğin 2 hata payı vardır.buradaki kadın da haram olan kadındır. evinde veya helal işiyle meşgul olan kadın değildir. göz zaten doymamak nedir biliyorsa, helalle de doymaz ayrıca. ''çalışan kadın ya evlenmeyi erteleyerek erkeklerin evlilik sürecini baltalıyor ya da evli olduğu halde çalıştığı için yorgunluğu ve vakit darlığı nedeniyle erkeği ile ilişkisinde kadınlığı arızalıdır.'' geç evlenmek mevzu bahis olduğunda evlilik yolundaki engelleri düşünmek gerek. erkek açısında okul iş askerlik ve müstakbel eş bulma, hocanın idealize ettiği kadının (çalışmayan, çalışmamasındaki sebepleri anlamlı kılması açısından ihtilaf ortamında okumayan,ama kendini geliştirmiş olabilir orası ayrı) engelleri ise, sahip olduğu kriterlerin muhatabı tarafından bilinemeyecek oluşu, çalışmaması, diplomasız oluşu, sokaktaki tesettürlü ya da değil cazip kadınlarla mevcut hali ile rekabet edemiyor oluşu, evde beklediği herhangi bir eş adayının kapısını çalmaması vs vs vs...bu engelleri maalesef ki muhafazakar, allahtan korkan bir çok aile ve hocanın ideal müslüman erkek profiline sahip beyler aşabilmiş değil...aşsa zaten bir kadının şu hadisi şerifi bırakıp kırmızı başlıklı kızı oynaması mümkün değil. malum hadis ''bir hanım beş vakit namazını kılar,namusunu korur ve kocası ile iyi geçinirse dilediği kapıdan cennete girer'' evlenmeyi erteleyecek sebepleri yaratan sadece kadın değil büyük oranda toplumdur. çalışan, diplomalı, giyimi kuşamı yerinde, güzel, ahlaklı, dindar, abdestli namazlı ama bütün örf adete de hakim ...bu cv ye kim hayır diyebilir ki...erkekleri de anlamaya çalışıyorum bu noktada. dünya ahiret kombini her zaman tutar...bunun dışında erkek çalıştığı için hanımı ile yeterince ilgilenemediği durumlarda hanımı ile ilişkisi arızalı mıdır? veya hanımın gözü aç mıdır?bunları da düşünelim ki müslümanım diyen ailelerde en çok görülen sıkıntılardan biri de hanımlarıyla ilişkilerinde efendimizi örnek almıyor oluşlarıdır. metropol bedevileriyiz hepimiz. kadınlığı arızalı olduğu için erkeğin gözü açtır. arızalı bir cümle deyip geçiyorum. o evinde erkeğini eksik bırakıyor erkeği de iş yerinde bir başka kadına tasallut oluyor. böyle fuhuş değil ama fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor.bir kadının çalışması durumu, eşi izin veriyor hatta bu konuda baskı yapıyorsa bir de tamamen eşinin olan parasını alıp çıtır çıtır yiyorsa o erkeğin bütün eksikleri tamam oluyor demektir. kendi tercihidir.eşi istemeden çalışan hanım varsa...ki bu halde iki seçenek ortaya çıkar. 1. kadın eşine güvenmiyordur. eşi kadına kendini maddi manevi güvende hissettirmiyordur. ona bakmakla yükümlü olduğunu unutuyor bunu da kadına hissettiryor ve onu bir yük olarak görüyordur. sebep buysa o erkeğin ahiret sınavında işi zor. 2. sebep kadın kariyer vs birinci planda tutuyordur, gerçekten de eşine haksızlık ediyordur... o zaman da kadının vay haline...birinci sebebe bağlı olarak çalışan kadın değil erkek fuhuşa sebebiyetin bir cüzü olabilir. 2. sebebe bağlı çalışma durumunda ise evet kadın elzem olmayan bir durumda sırf makam, kariyer vs için helal olmayan bir ortamda çalışmakla şeytana malzeme veriyordur.ayrıca çalışan kadın doğurmayan ya da az doğuran kadın demektir. yani benim ümmetim zarar gördü.''çalışmayan kadınların doğurduğu çok sayıdaki ''ümmet'' ile çalışan kadınların doğurduğu az sayıdaki ''ümmet'' arasındaki yedi farkı tamamlayanlara benden çay... bu arada çalışmayan kadınlar çok mu doğum yapıyormuş? #449845eleştirdiğim hocanın özünde söylemek istediği değil ama nasıl söylediği. genellemeler havalarda uçmuş. öylesine hazırlıksız ne demek istediğini herkesin bildiğini düşündüğün bir ortamda söylenilen şeyler gibi söylenmiş. gerek yok hocam bunlara cidden. bu meseleleri böyle çözmenin imkansızlığı aşikar. bunu bireyler değil toplumlar çözer. öyle bir toplum ki şerii kaygıları olan ''kahrolsun şeriat'' bilinç altına sahip olmayan bir ümmet çözebilir bunu. şeytana elini vermiş ayağıyla tavaf edenler değil...şeytana gönlünü vermiş eliyle zekat verenler değil, şeytana kulağını vermiş, diliyle vaaz edenler değil, şeytana gözünü vermiş, kafasını helale harama yoranlarla değil...dişlileri tersine çevirmezseniz, dişlilerden biri olmaya mahkum olursunuz. hülasa, şeriat gelecek, zulüm bitecek diyorum.
sosyal medyanın azizliğine uğramış alim.sözleri verilip çevrilip gündem malzemesi yapılıyor.

yoksa dini, süpermarketlerde manav reyonunun yanında satılan beş liralık kitaplardan öğrenmiş bir güruhun nureddin yıldız'ı eleştirmesi çok mühim değil zaten. hadlerine de değil.
nefse ağır gelen, nefsin kabullenmek istemeyip de kılıflar uydurmaya çalıştığı şeyleri söyleyen hoca.
kadının calısmamasını savunabilir, hatta bu islamın da emri olabilir ama ifade tarzı çok sıkıntılı.
takip etmediğim, bana hitap etmeyen, üslubunu da hiç beğenmediğim hoca. artık bazı konularda sosyolojik tespit yapmayı bırakması gerektiğini düşünüyorum. ''tespitini de al gel'' uygulamasına meraklı gençliğe malzeme vermeye gerek yok. seviye tespit sınavından sınıfta kalırsınız sonra. malum bu jenerasyonun çoktan seçmeli sınavlarda üstüne yok. atsa da tutturur yeter ki hedef tahtasında islama dair bir şeyler olsun.