günaha alışmak

günah işlemekten bin beter olan eylemdir. alışmanın temelinde günahı küçümsemek vardır ve bu da aslında en büyük günahlardan biridir.

bir mümin için en tehlikeli alışkanlıklardandır. maddi bağımlılıkların bedeni yavaş yavaş çürüttüğü gibi günaha alışmak ve kanıksamak da kalbi köreltir, karartır. (*)

kedi törpüyü yaladıkça dili kanar ve ağzına gelen ince kan sızıntısından zevk alır ya hani, yaralarının farkına varamadan.. işte bu halde böyledir..(*)

(bkz:inandığı gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi yaşamaya başlarlar)

münafıklık alametidir.

başı açık bayanın toplum içinde hoş görülmesi ya da tepki verilmemesi bunun en belirgin şeklidir.

peygamberin(sav) sözüyle''günah içini tırmalayan ve başkalarının bilmesini istemediğin şeydir.''günaha alışmaksa hadiste belirtilen özelliklerin artık vuku bulmamasıdır.

günah işlemekten daha büyük bir mertebe olup, bir müddet sonrasında "benim kalbim temiz" deme aşaması mevcuttur..

günahlara olan duyarsızlaşmanın akabinde gelen haldir.

artık günahlara olan tepki söndüğü gibi, günahlar hoş gözükmeye başlar.

peygamber efendimiz: mü'min bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta meydana gelir.eğer o günahı hemen bırakıp tövbe ve istiğfar ederse,kalbi eski parlaklığına kavuşur.günah işlemeye devam ederse siyah noktalar gittikçe çoğalır ve kalbini büsbütün kaplar. buyurmuştur.

günah işlemek insanlar için, önemli olan yanlışı görüp derhal terk etmek, etmediysek kalp karardı gitti işte.

bir takım işler yapıyorsunuz ve onları kıldan daha ince görüyor hiçe sayıyorsunuz, halbuki peygamber aleyhisselam zamanında biz bu işleri büyük günahlardan sayardık-hazreti enes..
harama bakmak misal, televizyona bakıpta harama bakmamak imkansıza yakındır ama televizyonsuz ya da televizyonda izlenebileceklerin izlendiği bir aletin olmadığı ev yok gibi.. ve olmayan ev yadırganır vaziyette olandan ziyade artık..