türkiye'deki müslüman kesime yük olmaya başlamıştır, açık ve net. daha önce de #492370, #491781, #483732, #482298 değinmiştik. ömrü boyunca medreseden çıkmayan bir zihin yapısının günümüz müslümanına söyleyecek hiçbir şeyi olamaz.
vakti zamanında memlekette islam'ı temsil eden bütün müesseselere darbe vurulduğu bir dönemde bu cemaat de önemli hizmetler yapıp insanların dinden diyanetten haberdar olmasına vesile oldu. allah ebeden razı olsun. kendi halinde bir cami imamını asrın müceddidi görüp, eski usül geleneksel tefsirlerden faydalanıp derlenen bir tefsir kitabını da bütün dertlere deva bir ilaç diye sunan bir anlayış, allah-u alem çarşamba civarındaki çay ocaklarının müdavimi insanların imanlarını kurtarıp cennete götürür. fakat bu geleneğin günümüz müslümanına söyleyecek çok az sözü kalmıştır. tarih bilmez mustafa kemal'i eleştirmek caiz değil der; siyaset bilmez doğu perinçek'in kanalına röportaj verip kırk yıllık maocu adamı islam kahramanı ilan eder. ekonomiden haberi yok, müslüman'ın asıl derdi nedir anlamaz, bin sene önce tartışılıp kapanan meseleleri internet çağında yeni meselelermiş gibi sündürdükçe sündürür hakeza...
en nihayetinde elde kalan doğu karadenizli, kendi dar dairesindeki medrese geleneğinden islam'ı öğrenen küçük bir grubun yönlendirip kontrol altında tutmaya çalıştığı içine kapanık, etrafına faydası olmayan garip bir topluluk. ne olacak allah kerim.
halen islami kesimde medrese medrese diye ah-u figan edenlere hayret etmemek elde değil. bizim müslüman evlatlarımız apartman köşelerinde, izbe yurt odalarında islam'ı öğrenmeye muhtaç olmamalı. bir an önce üniversite düzeyinde islami eğitim kurumları projesi hayata geçirilmeli. keşke harvard, stanford ayarında bir tanecik islami üniversitemiz olsaydı, yüz bin tarikatten yeğdir benim kanaatime göre. bugün, misal islam düşüncesi, islam felsefesi ve islam hukuku alanları dahi akademik seviyede bu tarz üniversiteler tarafından domine ediliyor. harvard, princeton university press gibi yayınevlerinden çıkan islam ile ilgili yayınlara bakarsanız ağzınız açık kalır. biz de hala ömründe trabzon'daki köyü ile istanbul çarşamba'dan başka bir yer görmemiş kerameti kendinden menkul hoca zevatının şeriat şeriat diye ağlamalarını dinleyelim.
bu sistemdeki aksaklıklardan dolayı bizde memleketin en haylaz en işe yaramaz kesimi medreseye gönderilir, dolayısıyla bu iş kurumsallaşmadan medreselerden, tarikatlerden ve cemaatlerden bir şey beklememek gerekir. şimdiye kadar buralardan çıkan mütefekkir sayısının elle sayılır olması da iddiamızı destekliyor.
vakti zamanında memlekette islam'ı temsil eden bütün müesseselere darbe vurulduğu bir dönemde bu cemaat de önemli hizmetler yapıp insanların dinden diyanetten haberdar olmasına vesile oldu. allah ebeden razı olsun. kendi halinde bir cami imamını asrın müceddidi görüp, eski usül geleneksel tefsirlerden faydalanıp derlenen bir tefsir kitabını da bütün dertlere deva bir ilaç diye sunan bir anlayış, allah-u alem çarşamba civarındaki çay ocaklarının müdavimi insanların imanlarını kurtarıp cennete götürür. fakat bu geleneğin günümüz müslümanına söyleyecek çok az sözü kalmıştır. tarih bilmez mustafa kemal'i eleştirmek caiz değil der; siyaset bilmez doğu perinçek'in kanalına röportaj verip kırk yıllık maocu adamı islam kahramanı ilan eder. ekonomiden haberi yok, müslüman'ın asıl derdi nedir anlamaz, bin sene önce tartışılıp kapanan meseleleri internet çağında yeni meselelermiş gibi sündürdükçe sündürür hakeza...
en nihayetinde elde kalan doğu karadenizli, kendi dar dairesindeki medrese geleneğinden islam'ı öğrenen küçük bir grubun yönlendirip kontrol altında tutmaya çalıştığı içine kapanık, etrafına faydası olmayan garip bir topluluk. ne olacak allah kerim.
halen islami kesimde medrese medrese diye ah-u figan edenlere hayret etmemek elde değil. bizim müslüman evlatlarımız apartman köşelerinde, izbe yurt odalarında islam'ı öğrenmeye muhtaç olmamalı. bir an önce üniversite düzeyinde islami eğitim kurumları projesi hayata geçirilmeli. keşke harvard, stanford ayarında bir tanecik islami üniversitemiz olsaydı, yüz bin tarikatten yeğdir benim kanaatime göre. bugün, misal islam düşüncesi, islam felsefesi ve islam hukuku alanları dahi akademik seviyede bu tarz üniversiteler tarafından domine ediliyor. harvard, princeton university press gibi yayınevlerinden çıkan islam ile ilgili yayınlara bakarsanız ağzınız açık kalır. biz de hala ömründe trabzon'daki köyü ile istanbul çarşamba'dan başka bir yer görmemiş kerameti kendinden menkul hoca zevatının şeriat şeriat diye ağlamalarını dinleyelim.
bu sistemdeki aksaklıklardan dolayı bizde memleketin en haylaz en işe yaramaz kesimi medreseye gönderilir, dolayısıyla bu iş kurumsallaşmadan medreselerden, tarikatlerden ve cemaatlerden bir şey beklememek gerekir. şimdiye kadar buralardan çıkan mütefekkir sayısının elle sayılır olması da iddiamızı destekliyor.