çalışan kadın fuhuşa hazırlık sürecine destek olur – dertli sözlük
hiç işiniz yok, polemiğe girin. aferin. pravo. tebrik ederim dünyayı kurtardınız manifestolarınızla. hiç mi faydalı, vakit, enerji ve heyecanınızı harcayacağınız bir meşgaleniz yok allahaşkına?
bir hocaefendiye ait talihsiz bir söz. genellemeler her zaman yanlıştır. modern toplumda kadının çalışmasının sorunlu olduğu gibi erkeğin bile çalışması sorunlu. haram-helal çizgisi herkes için sıkıntılı bir çizgide. lakin burada kadını ya da erkeği tahkir edecek sözlerin lüzumu yok. varsa böyle bir şey günahkarı değil, günahı tahkir edelim.

bir diğer husus, modern toplumdaki sakıncalar üzerinden bir genelleme yaparak, kadının çalışmasının yanlış olduğu vurgusu gerçekçi değil. dinimizde kadının çalışması ile ilgili herhangi bir yasak yoktur. hatta çalışmasının lüzumlu olduğu yerler vardır. islam toplumunda kadın doktorlara, dini güzel bir üslupla anlatacak tebliğcilere ihtiyaç vardır. bu ihtiyaç asla bitmez. bu ihtiyaç bin sene önce de vardı. halen var. burada eleştirilecek bir şey varsa, modernizmin meydana getirdiği durumdur. bu durumda erkek için de aynı şeyler söylenebilir. yani modernizmin meydana getirdiği durum için düşünürsek, kadın veya erkek herkes için sıkıntılı bir dönem. giyim-kuşam üzerinden yapılacak bazı haklı eleştiriler olsa da bu durum dahilinde bile buna sebep olan etkenlerin üzerinde ciddi manada durulmadıkça sorun çözülemez.

şimdi bazıları şöyle diyebilir: "kadının modern topluma entegrasyonu buna benzer sözlerin ardından başladı." o zaman ben de şöyle derim: "tüm islam dünyası'nın kadınıyla erkeğiyle modernizme adapte olmaması için ne yapıldı? hatta tam tersi adapte olması için tüm çabalar gösterildi. hatta muhafazakarlar eliyle. şimdinin en büyük kapitalistleri muhafazakarlardır ya da muhafazakar kimliğe bürünenlerdir."

bir başka noktaya da şöyle değinelim. "şeriat gelse dünya kurtulsa." tarzı yorumlar var. hayır kurtulmaz. yapılan kötülükler bir şeriat devleti'nde işlenmiş olur. o kadar. küreselleşme, teknolojinin ilerlemesi ve post-modernizmi bile aşan yeni bir modernleşme düşüncesi gibi bir takım gerçekler var. bir döngü diyebiliriz. bunun uygulayıcıları da bu döngüde var olan insanlar olacaktır. bu döngüyü kırmanın iki yolu var, bilim denilen modern dünya hurafelerini yeniden yorumlamak ya da onun toptan yok olması ihtimalini bilerek yaşamak ve hazırlık yapmak. (*)

telkinler ve algılar üzerinden toplumların yönlendirildiği, insanın fıtratının ve varlığın sınırlarının zorlandığı bir dünyada sorunlara çözüm bulmak, alternatif geliştirmekle olabilir. alternatif geliştirmek de yetmez. geliştirdiğiniz alternatif yok saydığınız şeyin yerini doldurmalı, boşluk kalmamalı. aksi halde sorunlara çözüm bulamazsınız. keskin sözler ve tartışmalar fayda vermeyecektir. insanlar artık keskin sözlerle uyarılmıyor. psikolojide keskin sözlerin uyarıcı bir niteliği vardır. fakat algıların yüksek olduğu bir toplumda keskin sözler sahibine zarar verir. bu tip sözler yerine hakikati anlatan daha derin sözler edilmeli. daha manalı. tahkir edici değil, hakikati güzel bir üslupla anlatacak deruni sözler.
ekranlarda duymak istediklerimizi dillendiren fenomen hocalara alışınca haliyle nureddin hocanın dili ağır geliyor. i̇lmine ve de konuşmalarına hayran olunacak bir alim. tabi nefse ağır gelebilir. kadınlar hakkında kim ne söylemişse olay oldu zaten bu zamana kadar. kadınlar sosyal hayata alıştırıldı evet ama erkekler kadınların sosyal hayatta olmalarına daha fazla alışmış sanırım. eskiden rahatsız olabiliyorlardı çalışan kadınlardan. noldu? nefislerimizi teskiye ettik ve hepimiz dünya ahiret kardeş mi olduk? tesettürlü ya da değil ihtilaf ortamında çalışan kadın o ortama konmuş bombadan farksızdır. nureddin hocaya katılıyorum. hürmetler...
elbette nureddin hocanın eleştirilecek cümleleri hatta görüşleri vardır her insan gibi. bu görüşüne bazı uslüp hataları da olsa katılıyorum. kimseyi yüceltmek gibi bir niyetim yok. fitneye sebebiyet vermemekte herkes hemfikirse sorun yok demektir.
görünen o ki maksad hasıl olmuş.hocaefendinin üslup hatası, eleştirenlerin haddi aşan ithamlarıyla tartılsa birbirini dengeler.müslüman her iki konumda adil olmalıydı.kadının sosyal hayattaki konumunu belirlerken veya hocaefendinin konuşmasını tırtıklayıp itham ederken.not: bahse konu olan kaydın tamamını dinleyince(*)(*) anlaşılacağı üzre kadın asla çalışamaz demiyor, hatta bunu kimse diyemez diye not düşüyor.sadece çalışma şartlarını söyledikten sonra herhangi bir yerde çalışmasının üzerine bu sözleri sarfediyor.bu sebeple fasıktan gelen haber ihtimalini değerlendirmenizi salık veririm.
doğru olan bir şeyi kabullenmek bazen nefsimize ağır gelir ve içimizden gelen o vicdani ses susmayıp (*) "hoca doğru söylüyor, haklı, yerinde konuşmuş vs." dese de onu susturmak, kendimizi kandırmak, içimizi rahatlatmak için girişimlerde bulunabiliriz. bu haberin de böyle bir haber olduğunu düşünüyorum içimizdeki ses "hakikati gör" diye bağırırken, dışımız bunu kabullenmek istemez bazı çıkarlardan ve nefsi isteklerden mahrum kalmak istemez. ne yapsak da aklın yolu birdir, hakikat kendini gösterir kabul etmek istemesek de.(bkz:yalan mı)